Boyun Fıtığı Ameliyatı Riskleri ve komplikasyonları

1. Giriş
Boyun fıtığı (servikal disk hernisi), omurgamızın boyun bölgesindeki omurlar arasında yer alan disklerin yapısının bozulması ve sinir köklerine ya da omurilik kanalına baskı yapması sonucu ortaya çıkan bir sağlık problemidir. Günümüzde özellikle masa başı işi yapanlarda, bilgisayar ve akıllı telefon kullanımının yoğun olduğu kişilerde, hareketsiz yaşam tarzı benimseyenlerde daha sık görülmektedir. Bu durum, boyun ağrısı, kola yayılan ağrı, uyuşma, güç kaybı gibi semptomlarla kendini gösterebilir. Şiddetli vakalarda günlük yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürebilir ve hatta ileri düzeyde sinir hasarı riski taşıyabilir.
Tedavi seçenekleri arasında fizik tedavi, ilaç kullanımı, enjeksiyonlar ve gerekirse cerrahi müdahaleler bulunur. Boyun fıtığı ameliyatı, diğer konservatif (cerrahi dışı) yöntemlerden fayda görmeyen hastalarda tercih edilir. Ancak her cerrahi girişimde olduğu gibi, boyun fıtığı ameliyatı riskleri ve komplikasyonları da mevcuttur. Bu makalede, “boyun fıtığı ameliyatı riskleri” konusuna odaklanarak, operasyon türlerini, beklenen ve nadir görülen komplikasyonları, ameliyat öncesi ve sonrası süreçleri ele alacağız. Ayrıca makalenin sonunda PubMed veritabanına dayanan kaynaklar listelenmiştir.
2. Boyun Fıtığı Nedir?
Boyun fıtığı, omurganın servikal (boyun) bölgesindeki disklerin yıpranması, dejenere olması veya travma gibi sebeplerle yerinden kayması sonucu, spinal kanaldan geçen sinirlere baskı yapmasıyla ortaya çıkan bir durumdur. Omurlar arasındaki diskler, hareketi kolaylaştırmak ve darbelere karşı yastık görevi görmek için jel benzeri bir çekirdeğe (nükleus pulposus) ve onu çevreleyen daha sert bir kılıfa (anulus fibrosus) sahiptir. Bu kılıf yırtıldığında veya zayıfladığında, disk çekirdeği dışarı doğru taşabilir ve sinirlere ya da omuriliğe baskı yapabilir.
Belirtiler kişiden kişiye değişebilmekle birlikte, boyun, omuz ve kola yayılan ağrı, uyuşma, karıncalanma, güç kaybı veya koordinasyon bozuklukları sık gözlemlenen durumlardır. Bazı vakalarda bacaklarda da güçsüzlük, yürüme zorluğu ya da dengesizlik gibi belirtiler gelişebilir.
Boyun fıtığının tedavisinde genellikle başlangıçta konservatif yöntemler (fizik tedavi, ilaç, istirahat, enjeksiyon, yaşam tarzı düzenlemeleri vb.) tercih edilir. Ancak bu yöntemler sonuç vermezse veya hastanın sinir hasarı riski artarsa cerrahi müdahale gündeme gelir.
3. Boyun Fıtığı Ameliyatı Hangi Durumlarda Gerekir?
Boyun fıtığı ameliyatı kararı, hastanın şikâyetlerinin şiddetine, fıtığın omurilik veya sinir köklerine ne derece baskı yaptığına ve hastanın konservatif tedavilere verdiği cevaba bağlıdır. Genelde ameliyat endikasyonu konulması şu durumlarda gerçekleşir:
- Yoğun Ağrı ve Güç Kaybı: İlaç, fizik tedavi ve enjeksiyon gibi yöntemlerle kontrol altına alınamayan şiddetli ağrı söz konusuysa.
- İlerleyici Sinir Hasarı: Kolda veya elde kas gücü kaybı, duyu kaybı veya refleks bozukluğu gibi bulgular artıyorsa.
- Omurilik Basısı ve Miyelopati: Yürüme bozukluğu, denge problemleri veya ince motor becerilerde kayıp gibi, omurilik sıkışmasına bağlı ciddi belirtiler mevcutsa.
Cerrahi tedavi, basıyı ortadan kaldırmayı ve omurganın stabilitesini korumayı amaçlar. Uygulanacak ameliyat tekniği hastanın durumuna, fıtığın seviyesine ve cerrahın tercihine göre şekillenir.
4. Boyun Fıtığı Ameliyatı Çeşitleri
Boyun fıtığı ameliyatı için kullanılan başlıca cerrahi yaklaşımlar şunlardır:
Anterior Servikal Diskektomi ve Füzyon (ACDF)
Bu yöntemde cerrah, boynun ön kısmından (anterior) bir kesi yaparak fıtıklaşmış diske ulaşır. Sorunlu disk dokusu çıkarıldıktan sonra omurlar arasındaki boşluk, kemik grefti veya titanyum gibi yapay bir materyalle sabitlenir (füzyon). Böylece ilgili segmentteki hareket kısıtlanarak sinir kökünün veya omuriliğin rahatlaması sağlanır.
ACDF, boyun fıtığı ameliyatları arasında en yaygın uygulanan tekniklerden biridir. Hasta konforu açısından nispeten kabul edilebilir postoperatif ağrı seviyesine ve iyi sonuç oranlarına sahiptir. Bununla birlikte, füzyon işlemi nedeniyle o bölgedeki hareket kaybolur. Hareket kısıtlanması, komşu segmentlerde ileride disk sorunlarına yol açabilir.
Posterior Yaklaşım
Arka taraftan (posterior) yapılan yaklaşım, genellikle çok seviyeli (birden fazla omuru ilgilendiren) disk hastalıklarında veya omurilik kanalının arka kısmını ilgilendiren basılarda tercih edilebilir. Ancak posterior yaklaşımda kas diseksiyonu daha fazla olduğundan, operasyon sonrası iyileşme süreci biraz daha uzun olabilir. Bazı hastalarda veya özel durumlarda bu yaklaşım kaçınılmaz olabilir.
Servikal Disk Protezi (Disk Replasmanı)
Servikal disk replasmanı, omurga hareketini korumak amacıyla geliştirilen bir tekniktir. Bu yöntemde hasarlı disk çıkarıldıktan sonra yerine hareket kabiliyetine sahip yapay bir disk protezi yerleştirilir. Temel amaç, füzyonda olduğu gibi omurga segmentlerini sabitlemek yerine, boyun hareketlerini olabildiğince korumaktır. Henüz uzun dönem sonuçlarına dair çalışmalar devam etse de, seçilmiş vakalarda başarılı sonuçlar elde edilebilmektedir.
5. Boyun Fıtığı Ameliyatı Riskleri ve Olası Komplikasyonları
Her cerrahi müdahalede olduğu gibi “boyun fıtığı ameliyatı riskleri” de belirli oranlarda mevcuttur. Bu riskler, hastanın genel sağlık durumuna, uygulanacak ameliyat tekniğine, ameliyatın yapılacağı merkezin deneyimine ve postoperatif bakıma bağlı olarak değişkenlik gösterebilir.
Genel Anesteziye Bağlı Riskler
Boyun fıtığı ameliyatlarında çoğunlukla genel anestezi kullanılır. Anestezi, günümüzde oldukça güvenlidir fakat her anestezi uygulaması şu olası riskleri içerir:
- Solunum komplikasyonları
- Alerjik reaksiyonlar
- Kalp ritim bozuklukları
- Tansiyon düşüklüğü veya yüksekliği
Modern anestezi yöntemleri ve teknolojik gelişmeler sayesinde bu riskler son derece azalmış olsa da, özellikle kalp, akciğer ya da böbrek hastalığı gibi ek problemleri olan kişilerde risk oranı daha yüksek olabilir.
Enfeksiyon Riski
Her cerrahi operasyon sonrası, kesi bölgesinde veya daha derin seviyelerde (örneğin omurilik çevresinde) enfeksiyon gelişme riski mevcuttur. Steril cerrahi koşullar, koruyucu antibiyotik uygulamaları ve ameliyat sonrası dönemde yaraya özen gösterilmesi bu riski minimuma indirmek içindir. Yine de nadir de olsa şu enfeksiyon türleri görülebilir:
- Yüzeyel yara enfeksiyonları
- Derin doku enfeksiyonları
- Omurga ya da disk aralığında enfeksiyon (diskit, osteomiyelit)
Enfeksiyon belirtileri arasında kızarıklık, şişlik, artan ağrı, yüksek ateş ve yara yerinden akıntı sayılabilir. Bu durumlarda erken tedavi (antibiyotik ve gerekirse ek cerrahi müdahale) büyük önem taşır.
Damar ve Sinir Yaralanmaları
Boyun anatomisi, damarsal ve sinirsel yapılar açısından oldukça karmaşıktır. Bu nedenle, cerrahi sırasında büyük damarların (örneğin karotis arter veya juguler ven) ya da önemli sinir demetlerinin yaralanması riski teorik olarak mevcuttur. Deneyimli cerrahlar ve ileri teknolojiler bu olasılığı ciddi şekilde azaltır. Ancak yine de çok nadir olsa da, damar yaralanmaları sonucu kanama veya sinir hasarları oluşabilir.
Sinir hasarı durumunda, ameliyat öncesi var olan semptomlarda artış ya da yeni nörolojik belirtiler (örneğin kolda veya elde his kaybı, kas gücü kaybı, refleks bozuklukları) ortaya çıkabilir. Bu tür komplikasyonlar, mikrocerrahi teknikleri ve özel cerrahi aletlerin kullanımıyla günümüzde oldukça seyrek görülmektedir.
Omurga Stabilitesinin Bozulması
Özellikle birden fazla disk seviyesinde ameliyat söz konusuysa, omurganın doğal hareket kabiliyeti kısıtlanabilir. Omurga segmentleri arasındaki uyum bozulduğunda, komşu segmentlerde dejenerasyon (yıpranma) hızlanabilir. Bu durum, “komşu segment hastalığı” olarak da bilinir ve uzun vadede yeni fıtık oluşumuna veya omurga sorunlarına yol açabilir.
Füzyon yapılan ameliyatlarda, füzyonun tutmama veya geç tutma riski de söz konusudur. Kemik iyileşmesi tam gerçekleşmezse, stabilite istenen düzeyde sağlanamayabilir ve bu durum ek cerrahi müdahale gerektirebilir.
Füzyonla İlgili Komplikasyonlar
Anterior servikal diskektomi ve füzyon (ACDF) gibi operasyonlarda, omurları sabitlemek için plak, vidalar veya kemik grefti gibi materyaller kullanılabilir. Bu materyaller bazen zaman içinde gevşeyebilir, yerinden kayabilir veya tam olarak kemik ile bütünleşmeyebilir. Ayrıca kullanılan greft bölgesinde kemik büyümesinin yeterli olmaması “nonunion” olarak adlandırılır ve bu durumda tam füzyon sağlanamaz.
Füzyonla ilişkili bir diğer problem, füzyon sonrası komşu disklerde artan yüklenme ile dejenerasyonun hızlanmasıdır. Bu nedenle disk protezi ameliyatları, hareket koruyucu cerrahi teknikleri ile bu riski azaltmak amacıyla geliştirilmiştir.
Yara İyileşmesi ve Skar Dokusu
Cerrahi işlem sonrasında vücudun iyileşme süreci, bazen beklenenden uzun sürebilir veya normalin dışında bir skar (yara izi) dokusu oluşabilir. Skar dokusunun aşırı büyümesi durumunda (keloid veya hipertrofik skar), estetik açıdan rahatsızlık veya nadiren sinire baskı gibi sorunlar da ortaya çıkabilir.
Yara iyileşmesi kişinin yaşı, beslenme durumu, sigara kullanımı ve genel sağlık durumu gibi pek çok faktöre bağlı olarak değişkenlik gösterir. Ameliyat sonrası dönemde hekimin önerilerine uymak, yaranın temizliğine dikkat etmek ve düzenli pansumanla kontrol ettirmek iyileşmeyi hızlandırır ve komplikasyon riskini düşürür.
Diğer Olası Riskler
- Ses Değişikliği: Boyunun ön tarafından yapılan cerrahi işlemlerde, ses tellerini innerve eden sinirin zarar görmesi veya ödem oluşması sonucu ses kısıklığı veya ses değişikliği meydana gelebilir. Bu durum çoğunlukla geçicidir ancak nadiren kalıcı hasar da görülebilir.
- Yutma Zorluğu (Disfaji): Özellikle anterior yaklaşımlarda, yemek borusu bölgesine yakın çalışıldığı için ameliyat sonrası yutma güçlüğü geçici olarak gözlemlenebilir.
- Omurilik Hasarı: Çok nadir görülse de, ameliyat sırasında omuriliğin hasar görmesi veya basıncının artması halinde ileri derecede nörolojik kayıplar yaşanabilir.
Unutulmamalıdır ki, günümüz tıp teknolojileri ve cerrahi yöntemler sayesinde “boyun fıtığı ameliyatı riskleri” oldukça düşük oranlarda seyretmektedir. Ancak risk hiçbir zaman sıfır değildir. Hastaların ameliyat öncesinde bu risk ve komplikasyonlar hakkında detaylı olarak bilgilendirilmesi önemlidir.
6. Ameliyat Öncesi Hazırlık
Boyun fıtığı ameliyatı öncesi hazırlık aşaması, ameliyatın başarılı geçmesi ve komplikasyon risklerinin azaltılması bakımından kritik öneme sahiptir. Bu aşamada dikkat edilmesi gerekenler şunlardır:
- Tıbbi Değerlendirme: Anestezi uzmanı ve cerrah tarafından genel sağlık kontrolü yapılır, EKG, akciğer grafisi, kan testleri istenir. Mevcut kronik hastalıklar (diabet, hipertansiyon, kalp hastalığı vb.) varsa bunların düzenli kontrol altında olduğundan emin olunur.
- İlaç Kullanımı: Kan sulandırıcı, steroid veya romatizma ilaçları gibi belirli ilaçlar ameliyat öncesinde kesilmesi gerekenler listesindeyse, doktorunuzun önerisi doğrultusunda bu ilaçların kullanımını düzenleyiniz.
- Sigara ve Alkol: Sigara kullanımı yara iyileşmesini olumsuz etkiler, ayrıca anestezi ve solunum komplikasyonlarını artırabilir. Alkol tüketimi de benzer şekilde vücudun iyileşme süreçlerinde problemlere yol açar. Cerrahi öncesi sigara ve alkolün bırakılması önerilir.
- Beslenme ve Egzersiz: Sağlıklı ve dengeli beslenme, bağışıklık sistemini güçlendirir ve ameliyat sonrası iyileşme sürecini hızlandırır. Hafif boyun egzersizleri veya doktorunuzun önerdiği egzersizleri yapmak, kas gücünü korumaya yardımcı olabilir.
7. Ameliyat Sonrası İyileşme Süreci
Ameliyat sonrasında iyileşme süreci, kişiden kişiye ve uygulanan cerrahi tekniğe göre değişmekle birlikte, genel olarak şu aşamalardan oluşur:
- Hastanede Kalış Süresi: Genelde 1–2 gün arasında hastanede yatış gerekebilir. Daha kapsamlı veya çok seviyeli ameliyatlarda bu süre uzayabilir.
- Ağrı Yönetimi: İlk günlerde ağrı ve rahatsızlık hissi normaldir. Hekim tarafından reçete edilen ağrı kesici ve kas gevşeticiler, ağrı kontrolünü sağlar.
- Boyunluk Kullanımı: Bazı cerrahlar, ameliyat sonrası dönemde boyunluk (servikal collar) kullanmanızı isteyebilir. Bu, boyun bölgesine ek stabilite sağlayarak iyileşme sürecini destekleyebilir.
- Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon: Ameliyat sonrası boyun kaslarını güçlendirmek, hareket kabiliyetini artırmak ve omurganın sağlıklı bir şekilde iyileşmesini sağlamak için fizik tedavi önerilir. Egzersizlerin doğru şekilde ve düzenli olarak uygulanması, ameliyatın başarısını önemli ölçüde etkiler.
- İşe ve Günlük Hayata Dönüş: Masa başı işlerde çalışanlar için yaklaşık 2–4 hafta içinde işe dönüş mümkün olabilir. Fiziksel olarak daha ağır işlerde çalışanlar için bu süre uzayabilir (6–8 hafta veya daha fazla). Doktorunuzun onayı olmadan ağır kaldırmaktan ve boynu zorlayacak hareketlerden kaçınmak gerekir.
Ameliyat sonrası ilk haftalarda yorgunluk, boyun çevresinde gerginlik veya kaslarda spazm gibi durumlar yaşanabilir. Düzenli kontrollerle cerrahınız ve fizik tedavi ekibiniz iyileşme sürecinizi yakından takip eder, gerektiğinde tedavi planında değişiklikler yapar.
8. Riskleri Azaltma ve Öneriler
“Boyun fıtığı ameliyatı riskleri” her ne kadar düşük de olsa, tamamen ortadan kaldırılamaz. Ancak riskleri azaltmak için alınabilecek bazı önlemler vardır:
- Doğru Cerrah Seçimi ve Hastane Tercihi: Deneyimli bir beyin ve sinir cerrahı veya omurga cerrahı ile çalışmak, cerrahi komplikasyon riskini önemli ölçüde düşürür.
- Ameliyat Öncesi Sağlık Kontrolleri: Var olan tüm rahatsızlıkların tedavi altında olması, komplikasyon riskini azaltır. Özellikle kalp, akciğer veya metabolik sorunlar ameliyat öncesi stabil hale getirilmelidir.
- Sigara ve Alkolü Bırakmak: Sigara, omurga kemik iyileşmesi ve yara iyileşmesini olumsuz etkiler. Bu alışkanlıkların bırakılması iyileşme sürecine büyük katkı sağlar.
- Beslenme ve Düzenli Egzersiz: Protein, vitamin ve mineral açısından zengin beslenme; kasların ve dokuların daha hızlı toparlanmasını destekler.
- Ameliyat Sonrası Talimatlara Uymak: Doktorunuzun verdiği egzersiz, fizik tedavi ve kontrol randevuları gibi tüm önerilere uymak, ameliyat sonrası komplikasyon ihtimalini azaltır.
9. Sık Sorulan Sorular (SSS)
Soru 1: Boyun fıtığı ameliyatı olduktan sonra tekrar fıtık oluşma riski var mı?
Cevap: Ameliyatla sorunlu disk temizlense bile, omurganın diğer segmentlerinde ileriki dönemde fıtık oluşabilir. Özellikle omurga hareket segmentinin çok fazla yük taşıdığı durumlarda, komşu segmentlerde yeni fıtıklar gelişebilir. Bu nedenle ameliyat sonrası dönemde omurga sağlığına dikkat etmek, fizik tedavi önerilerini uygulamak ve düzenli egzersiz yapmak önemlidir.
Soru 2: Boyun fıtığı ameliyatı sonrasında ne kadar ağrı hissederim?
Cevap: Ameliyat sonrası ağrı, genellikle ilaçlarla kontrol edilebilecek düzeydedir. İlk birkaç gün biraz rahatsızlık normaldir ancak bu süre zarfında hekimin verdiği ağrı kesicilerle konforlu bir iyileşme sağlanabilir. Ağrı seviyesi kişiden kişiye değişebilir.
Soru 3: Boyunluk kullanımı herkese şart mı?
Cevap: Boyunluk kullanımı cerrahın tercihine ve hastanın durumuna bağlıdır. Bazı cerrahlar, ACDF sonrasında iyileşme sürecini desteklemek amacıyla boyunluk önerebilir. Bazı durumlarda ise, disk protezi gibi operasyonlardan sonra boyunluk kullanımına gerek kalmayabilir.
Soru 4: Ameliyat sonrası ne zaman normal hayata dönebilirim?
Cevap: İyileşme süresi, ameliyatın kapsamına, hastanın genel sağlık durumuna ve yapılan işin fiziksel zorluk derecesine göre değişir. Çoğu hasta 2–4 hafta içinde ofis işlerine dönebilir. Ağır işlerde çalışanlarda ise bu süre 6–8 haftaya veya daha fazlasına uzayabilir.
Soru 5: Boyun fıtığı ameliyatının başarı oranı nedir?
Cevap: Uygun endikasyonla, deneyimli bir cerrah tarafından yapılan boyun fıtığı ameliyatlarında başarı oranı yüksektir. Hastaların büyük bir kısmında ağrı ve diğer nörolojik belirtiler belirgin şekilde düzelir. Ancak her cerrahi işlemde olduğu gibi, ameliyatın kesin başarı garantisi yoktur; %1–5 gibi bir oranda tatmin edici sonuç alınamayabilir.
10. Sonuç
Boyun fıtığı, modern yaşam tarzı ve teknolojik cihazların yoğun kullanımı nedeniyle günümüzde sık karşılaşılan bir problemdir. Konservatif tedavilerle düzelmeyen veya ilerleyici sinir hasarı riski taşıyan vakalarda cerrahi müdahale gündeme gelir. “Boyun fıtığı ameliyatı riskleri” her zaman vardır; ancak doğru hasta seçimi, deneyimli cerrah, uygun cerrahi teknik ve ameliyat sonrası özenli bakım ile bu riskler önemli ölçüde azalır.
Ameliyat kararı vermeden önce mutlaka uzman bir beyin ve sinir cerrahına veya omurga cerrahına danışmak, ameliyat öncesi ve sonrası sürece dair tüm detayları öğrenmek önemlidir. Bu makalede bahsedilen olası riskler ve komplikasyonlar, hastanın kapsamlı bir şekilde bilgilendirilmesini amaçlar. Sağlıklı bir iyileşme dönemi geçirmek, hem fiziksel hem de psikolojik olarak kendinize dikkat etmeyi, hekiminizin önerilerini eksiksiz uygulamayı gerektirir.
11. Kaynaklar
Aşağıda yer alan kaynaklar PubMed veritabanında yer alan, servikal disk hastalıkları ve boyun fıtığı ameliyatı ile ilgili çeşitli bilimsel çalışmalardan derlenmiştir:
- Smith GW, Robinson RA. The treatment of certain cervical-spine disorders by anterior removal of the intervertebral disc and interbody fusion. J Bone Joint Surg Am. 1958;40-A(3):607–624.
- Cloward RB. The anterior approach for removal of ruptured cervical discs. J Neurosurg. 1958;15(6):602–617.
- Wang MC, Kreuter W, Wolfla CE, Maiman DJ, Deyo RA. Trends and variations in cervical spine surgery in the United States: Medicare beneficiaries, 1992 to 2005. Spine (Phila Pa 1976). 2009;34(9):955–961.
- Alvin MD, Lubelski D, Abdullah KG, et al. Cost-utility analysis of anterior cervical discectomy and fusion for cervical spondylotic myelopathy. Spine (Phila Pa 1976). 2016;41(8):E449–E456.
- Buser Z, Pham MH, Kliot M, et al. Human cervical discs: a review of anatomy, biomechanics, biochemistry, and replacements. Neurosurg Focus. 2017;42(2):E2.
- Wang JC, McDonough PW, Endow KK, Delamarter RB. A comparison of fusion rates and donor site morbidity between autograft and allograft in anterior cervical fusion. Spine (Phila Pa 1976). 2003;28(9):992–997.
- Hilibrand AS, Carlson GD, Palumbo MA, Jones PK, Bohlman HH. Radiculopathy and myelopathy at segments adjacent to the site of a previous anterior cervical arthrodesis. J Bone Joint Surg Am. 1999;81(4):519–528.
Bu makalede sunulan bilgiler tıbbi bir öneri niteliği taşımaz; her hasta için en doğru yaklaşım, bireysel durum değerlendirmesi sonrası uzman hekim kararıyla belirlenmelidir. Ameliyat kararı öncesi ve sonrası dönemde mutlaka doktorunuzun görüş ve onayını alınız. Unutmayın: Erken teşhis ve uygun tedavi planlaması, boyun fıtığı nedeniyle oluşabilecek kalıcı hasarları ve ağrı şikâyetlerini büyük ölçüde önleyebilir.