Baş Ağrısı: Nedenleri, Türleri ve Tedavileri

baş ağrısı

Baş ağrısı, neredeyse herkesin hayatının bir döneminde deneyimlediği çok yaygın bir sağlık problemidir. Yapılan araştırmalara göre dünya genelinde insanların yaklaşık yarısı aktif olarak baş ağrısı sorunu yaşamaktadır​

pubmed.ncbi.nlm.nih.gov. Hatta 2016 yılında yaklaşık 1,04 milyar kişinin migren, 1,89 milyar kişinin ise gerilim tipi (tansiyon) baş ağrısı yaşadığı tahmin edilmiştir​

pmc.ncbi.nlm.nih.gov. Migren özellikle çalışma çağındaki yetişkinlerde ciddi iş gücü kaybına ve yaşam kalitesinde düşüşe yol açarak yılda milyonlarca yaşam kalitesine uyarlanmış yaşam yılı kaybına (disability YLD) sebep olmaktadır​

pmc.ncbi.nlm.nih.gov. Neyse ki, günümüzde baş ağrılarının pek çok türü tanımlanmış ve bu durumlarla başa çıkmak için farklı tedavi yöntemleri geliştirilmiştir. Bu makalede baş ağrısının başlıca nedenlerini, tüm çeşitlerini (migren, gerilim tipi, küme ve sekonder baş ağrıları gibi), ayrıca farmakolojik tedaviler ile alternatif ve tamamlayıcı tedavi yöntemlerini ele alacağız. Bilgiler son 5 yılda yayımlanmış bilimsel (PubMed) kaynaklara dayandırılmış olup, anlaşılır bir dille ve güncel verilerle sunulmuştur.

Baş Ağrısının Nedenleri

Baş ağrısı neden olur? En temel ayrımla, baş ağrıları primer (birincil) ve sekonder (ikincil) olmak üzere iki ana gruba ayrılır​

pmc.ncbi.nlm.nih.gov. Primer baş ağrılarında ağrının kendisi bir hastalıktır; altta yatan başka bir neden yoktur. Migren, gerilim tipi ve küme baş ağrıları bu gruptadır. Sekonder baş ağrıları ise başka bir hastalığın belirtisi olarak ortaya çıkar; yani altta yatan bir neden vardır (örneğin sinüzit enfeksiyonu, yüksek tansiyon, kafa travması veya beyin tümörü gibi)​

pmc.ncbi.nlm.nih.gov.

Primer baş ağrılarının kesin oluş mekanizmaları tam olarak anlaşılamasa da, genellikle beyindeki ağrı yolaklarının ve damarların anormal aktivitesi ile ilişkilidir. Örneğin migrende trigeminal sinir sistemi ve beyin damarlarında, CGRP gibi nöropeptidlerin salınmasıyla sonuçlanan bir aşırı duyarlılık söz konusudur. Gerilim tipi baş ağrısında ise stresin tetiklediği kas kasılmaları ve merkezi sinir sisteminde ağrı eşiğinin düşmesi rol oynar​

ncbi.nlm.nih.gov. Küme baş ağrısında hipotalamus (beyinde biyolojik saat işlevi gören bölge) ve trigeminal-otonom sinir sisteminin disfonksiyonu düşünülmektedir​

pmc.ncbi.nlm.nih.gov.

Sekonder baş ağrılarında neden, altta yatan hastalık veya duruma bağlıdır. Enfeksiyonlar (örn. sinüzit, menenjit), vasküler problemler (örn. beyin damarlarında baloncuk (anevrizma) veya kanama, temporal arterit), travma (kafa darbeleri, sarsıntı) ve yapısal lezyonlar (beyin tümörü, hidrosefali) gibi çok çeşitli faktörler ikincil baş ağrılarına yol açabilir​

pmc.ncbi.nlm.nih.gov. Örneğin yüksek ateş ve ense sertliği ile birlikte seyreden ani başlangıçlı şiddetli baş ağrısı, beyin zarı iltihabı (menenjit) işareti olabilir. Yine sabahları belirgin olan, öksürük veya ıkınma ile artan bir baş ağrısı beyin tümörü veya artmış kafa içi basıncını düşündürebilir. Sinüzit durumunda yüz ve alın bölgesinde, eğilmekle artan bir baş ağrısı tipiktir.

Bir diğer yaygın sekonder baş ağrısı nedeni de ilaç aşırı kullanımı baş ağrısıdır. Baş ağrısını gidermek için sık ve kontrolsüz ağrı kesici kullanımı, bir kısır döngüye yol açarak zamanla baş ağrılarının daha da sıklaşmasına neden olabilir​

ncbi.nlm.nih.gov. Bu durumda ağrı kesiciler başlangıçta fayda sağlarken, sonrasında “rebound” denen etkiyle yeni baş ağrılarını tetikler. Bu yüzden haftada 2-3 defadan sık ağrı kesici almak gerektiğinde mutlaka bir hekime danışılmalıdır.

Özetle, baş ağrısının nedenleri çok çeşitlidir ve basit nedenlerden (örneğin susuz kalma, stres) hayati risk taşıyan nedenlere kadar geniş bir yelpazede yer alır. Susuz kalma (dehidratasyon) bile bazı kişilerde baş ağrısını tetikleyebilir; bol su içmek böyle durumlarda basit ama etkili bir çözüm olabilir​

pubmed.ncbi.nlm.nih.gov.

Baş Ağrısı Çeşitleri (Türleri)

Baş ağrıları Uluslararası Baş Ağrısı Derneği’nin sınıflamasına göre birçok alt türe ayrılmıştır​

pmc.ncbi.nlm.nih.gov. Bu bölümde halk arasında en yaygın bilinen ve görülen baş ağrısı çeşitlerini inceleyeceğiz:

Migren

Migren, zonklayıcı karakterde, genellikle tek taraflı (başın bir yarısında) ortaya çıkan, orta veya şiddetli derecede baş ağrıları ile karakterize kronik bir nörolojik hastalıktır. Migren atakları genellikle 4 ile 72 saat sürer ve kişi rutin fiziksel aktivitelerini yapmakta zorlanır. Baş ağrısına sıklıkla bulantı, kusma ile ışık ve sese karşı hassasiyet (fotofobi, fonofobi) eşlik eder​

ncbi.nlm.nih.gov

ncbi.nlm.nih.gov. Bazı migren hastalarında ağrı öncesinde aura denilen görsel veya duyusal belirtiler görülür; örneğin geçici görme kayıpları, zigzag ışıklar, kol-bacaklarda uyuşma veya konuşma güçlüğü gibi semptomlar atağın habercisi olabilir.

Migren oldukça yaygın bir baş ağrısı tipidir ve kadınlarda erkeklere oranla yaklaşık 3 kat daha sık görülür​

pmc.ncbi.nlm.nih.gov. Genellikle ergenlik döneminde veya genç erişkin yaşlarda başlar ve tekrarlayıcı ataklar halinde seyreder. Migrenin tam nedeni kompleks olsa da genetik yatkınlık ve çevresel tetikleyicilerin bir kombinasyonu rol oynar. Stres, hormonal değişimler (örn. adet dönemi), uykusuzluk, açlık, parlak ışıklar, yüksek ses, keskin kokular ve bazı gıdalar (çikolata, şarap, işlenmiş etler, aşırı kafein veya katkı maddeleri gibi) yaygın migren tetikleyicileridir​

ncbi.nlm.nih.gov. Her migren hastasının tetikleyicileri farklı olabilir; bu nedenle hastaların kendi tetikleyicilerini tanıması önemlidir. Örneğin bir kişi için kırmızı şarap migreni başlatırken, bir başkası için stres veya öğün atlama atağı tetikleyebilir.

Migrenin biyolojik temelinde, beyindeki trigeminal sinir sistemi aktivasyonu ve beyin damarlarının genişlemesi ile iltihabi kimyasalların salınması yer alır. Özellikle kalsitonin gen ilişkili peptid (CGRP) adı verilen molekül migren atağında önemli rol oynar ve son yıllarda bu molekülü hedef alan yeni tedaviler geliştirilmiştir​

pmc.ncbi.nlm.nih.gov. Migren, dünya çapında en fazla yaşam kalitesi kaybına yol açan hastalıklardan biridir

pmc.ncbi.nlm.nih.gov. Uygun tedavi ile atakların sıklığı ve şiddeti önemli ölçüde azaltılabilir, ancak migren tamamen ortadan kaldırılması zor, kronik bir yatkınlıktır.

Gerilim Tipi Baş Ağrısı (Tansiyon Baş Ağrısı)

Gerilim tipi baş ağrısı (GTBA), en sık görülen primer baş ağrısı çeşididir​

ncbi.nlm.nih.gov. Bu tip baş ağrısına halk arasında “stres baş ağrısı” da denir. Genellikle iki taraflı, alın veya şakaklardan başlayıp başın etrafını bir bant gibi saran basınç veya sıkışma hissi şeklinde tarif edilir. Ağrı genelde hafif veya orta şiddettedir ve migrenin aksine günlük aktiviteleri kısıtlayacak düzeyde çok şiddetli olmaz. Bulantı veya kusma görülmez ve çoğu zaman ışık/ses hassasiyeti ya hiç yoktur ya da hafiftir​

ncbi.nlm.nih.gov.

Gerilim baş ağrısının temelinde ismindeki gibi gerilim (stres) faktörü önemli yer tutar. Yoğun iş temposu, duygusal stres, kaygı bozuklukları gibi durumlar bu baş ağrılarını tetikleyebilir. Ayrıca boyun ve omuz kaslarının gerginliği de etkilidir; kötü duruş (postür) veya uzun süre bilgisayar başında kalma gibi durumlar kaslarda birikmiş gerginlik yaratarak GTBA’ya yol açabilir​

ncbi.nlm.nih.gov. Bu nedenle GTBA bazen “kas kasılma baş ağrısı” olarak da anılmıştır. Patofizyolojide periferik kas gerginliğinin yanı sıra merkezi sinir sisteminde ağrıya karşı aşırı hassasiyet gelişmesi (santral sensitizasyon) de rol oynar​

ncbi.nlm.nih.gov.

GTBA genellikle episodik (ara sıra) şeklinde seyreder ve kısa süreli ataklar halinde gelir. Bazen ise kronik forma dönüşüp ayın 15 günü ve üzerinde neredeyse her gün ortaya çıkabilir. Kronik gerilim baş ağrısı kişinin yaşam kalitesini düşürebilir, ancak bu durumda dahi nörolojik muayene normaldir ve altta yatan ciddi bir hastalık yoktur. Gerilim tipi baş ağrısında en önemli tedavi, yaşam tarzı düzenlemesi ve stresi kontrol altına almaktır. Basit ağrı kesiciler genelde bu ağrıları gidermede etkilidir (aşağıdaki tedavi bölümüne bakınız). Kronik olgularda düşük doz trisiklik antidepresan gibi ilaçlar koruyucu tedavi amacıyla kullanılabilir​

ncbi.nlm.nih.gov.

Küme Baş Ağrısı

Küme baş ağrısı, en şiddetli ağrılardan biri olarak bilinen, nispeten nadir görülen bir primer baş ağrısı türüdür. “Cluster headache” olarak da bilinir ve genellikle 20-40 yaşlarında başlar. Erkeklerde kadınlara kıyasla daha sık görülmekle birlikte oran, eskiden sanılandan daha düşük olabilir (önceki kayıtlar erkeklerde 4-5 kat fazla derken, son çalışmalarda kadınların da tanınmasıyla oran ~1,5-2,5:1 arasında bildirilmektedir)​

pmc.ncbi.nlm.nih.gov. Küme baş ağrısı, ismini atakların küme dönemleri halinde gelmesinden alır. Yani haftalar veya aylar süren dönemler boyunca her gün ardışık baş ağrıları olur, sonra aylarca hatta yıllarca süren bir remisyon (durgunluk) dönemi görülebilir.

Küme baş ağrısının tipik özelliği, ağrının tek taraflı ve özellikle göz çevresinde/yüzün o tarafında çok şiddetli olmasıdır. Hastalar ağrıyı genellikle delici, yakıcı bir sancı şeklinde tarif ederler. Ağrı geldiğinde kişi yerinde duramaz, genellikle ajite bir halde gezinir veya başını tutar (migrenin aksine karanlıkta uzanmak rahatlatmaz, aksine hasta kıpır kıpırdır). Ağrı süresi çoğunlukla 15 dakika ile 3 saat arasındadır ve sıklıkla günde birden fazla atak gelir (özellikle gece saatlerinde, uykudan uyandıracak şekilde).

Küme baş ağrısına otonom sinir sistemi belirtileri eşlik eder: ağrının olduğu tarafta gözde kızarma, yaşarma, burun tıkanıklığı veya akıntısı, göz kapağında düşme (ptozis) ve yüzde terleme görülebilir. Bu belirtiler, atak sırasında o taraftaki trigeminal otonom refleksin aktive olmasından kaynaklanır. Ağrı o kadar şiddetlidir ki, “intihar baş ağrısı” lakabı almıştır; gerçekten de küme baş ağrısı hastalarının bazısı ataklar sırasında intiharı düşünecek kadar çaresiz hissedebilir​

pmc.ncbi.nlm.nih.gov. Neyse ki ataklar görece kısa sürer ancak sık tekrarlar.

Küme baş ağrısının kesin nedeni tam anlaşılamamış olsa da mevsimsel ve günlük ritim göstermesi nedeniyle hipotalamus kaynaklı olabileceği düşünülür. Ayrıca trigeminal sinir ve otonom sinir sisteminin anormal etkileşimi söz konusudur​

pmc.ncbi.nlm.nih.gov. Alkol en güçlü tetikleyicilerden biridir – küme dönemi içindeki hastalar, çok az miktarda alkol alsalar bile kısa sürede şiddetli bir atak tetiklenebilir​

ncbi.nlm.nih.gov. Bu nedenle küme dönemi boyunca alkol tüketiminden kaçınmak kritik önemdedir. Parfüm, çözücü gibi keskin kokular da bazı hastalarda atağı başlatabilir.

Sekonder (İkincil) Baş Ağrıları

Sekonder baş ağrıları, yukarıda da bahsedildiği gibi başka bir hastalığın veya durumun belirtisi olarak ortaya çıkar. Sayısız nedeni olmakla birlikte, pratikte hekimin dikkatini çekmesi gereken bazı alarm bulguları ve kırmızı bayraklar tanımlanmıştır​

pmc.ncbi.nlm.nih.gov. Eğer bir baş ağrısı:

  • Ani başlangıçlı, çok şiddetliyse (hayatının en kötü baş ağrısı şeklinde tarif ediliyorsa – örn. “gök gürültüsü baş ağrısı” denen ani ve sert ağrı),
  • 50 yaş üstünde yeni başladıysa veya kişinin önceki baş ağrısı özelliklerinden belirgin farklıysa,
  • Ateş, ense sertliği, döküntü gibi sistemik belirtiler eşlik ediyorsa,
  • Bilinç bulanıklığı, nöbet, kol-bacaklarda güçsüzlük, görme kaybı, konuşma bozukluğu gibi nörolojik bulgular varsa,
  • Travma sonrasında başlamışsa,
  • Öksürme, ıkınma, eforla tetikleniyorsa,

bu durum ciddi bir sekonder baş ağrısını gösterebilir ve acilen değerlendirilmelidir​

pmc.ncbi.nlm.nih.gov. Örneğin aniden başlayan şiddetli baş ağrısı, beyin kanamasının habercisi olabilir. Eforla ortaya çıkan baş ağrıları beyin damarlarında bir problem (örneğin anevrizma) işareti olabilir. Ateş ve ense sertliği menenjiti düşündürürken, temporomandibular eklem sorunları (çene eklemi) veya diş apsesi şakaklarda ağrı yapabilir. Göz çevresinde ağrı ve görmede bulanıklık ciddi bir göz tansiyonu (akut glokom) belirtisi olabilir.

Sekonder baş ağrılarında tedavi, altta yatan nedene yönelik olmalıdır. Sinüzit kaynaklı ağrıda antibiyotik ve dekonjestanlar verilirken, temporal arterit şüphesinde hemen kortikosteroid tedavisi başlanır. Beyin kanaması veya tümörü gibi durumlar nörolojik acillerdir ve hastanede ileri tetkik-tedavi gerektirir. Önemli olan, baş ağrısının karakterini iyi değerlendirmek ve yukarıdaki uyarı işaretleri varsa vakit kaybetmeden doktora başvurmaktır. Neyse ki baş ağrılarının büyük kısmı iyi huylu (benign) primer baş ağrılardır ve uygun yaklaşımla kontrol altına alınabilir.

Baş Ağrılarında Tedavi Yöntemleri

Baş ağrısı tedavisinde iki ana strateji vardır: atak tedavisi (akut tedavi) ve koruyucu tedavi (profilaksi). Atak tedavisinde amaç mevcut baş ağrısını hızlıca dindirmektir. Koruyucu tedavi ise sık baş ağrısı yaşayan kişilerde, atakların sıklığını ve şiddetini azaltmak için her gün düzenli alınan tedavilerdir.

Farmakolojik (İlaç) Tedaviler

  • Basit Ağrı Kesiciler: Hafif ve orta şiddetteki baş ağrılarında ilk seçenek genellikle reçetesiz satılan basit ağrı kesicilerdir. Parasetamol (asetaminofen) veya ibuprofen, naproksen gibi non-steroid antiinflamatuar ilaçlar (NSAİİ) gerilim tipi baş ağrılarında ve bazı migren ataklarında etkili olabilir​ncbi.nlm.nih.gov. Bu ilaçlar, doğru dozda ve erken alındığında baş ağrısını baskılayabilir. Ancak sık kullanımları ilaç aşırı kullanım baş ağrısına yol açabileceğinden, haftada birkaç kereden fazla gerektiğinde doktora danışılmalıdır​ncbi.nlm.nih.gov. Ayrıca ağrı kesiciler her zaman tek başına yeterli olmayabilir; özellikle migren gibi durumlarda ek tedaviler gerekecektir.
  • Migren Atak Tedavisi: Migren atağı başladığında yukarıdaki basit ağrı kesiciler fayda etmiyorsa migrene özgü ilaçlara geçilir. Triptanlar (örn. sumatriptan, rizatriptan, zolmitriptan), migren atak tedavisinde devrim yapmış ilaç grubudur. Bu ilaçlar beyindeki serotonin 5-HT_1B/1D reseptörlerine bağlanarak genişlemiş damarları daraltır ve ağrıyı keser. Triptanlar özellikle orta-şiddetli migren ağrılarında etkilidir ve çoğu hastada 2 saat içinde belirgin rahatlama sağlar. Ancak koroner kalp hastalığı veya inme öyküsü olanlarda dikkatli kullanılmaları gerekir. Son 5 yılda migren atak tedavisi için yeni ilaçlar da geliştirilmiştir: “Gepant” adı verilen oral CGRP reseptör blokörleri (ubrogepant, rimegepant gibi) ve “ditan” adı verilen 5-HT_1F agonisti (lasmiditan) bu yeniliklerdendir​pmc.ncbi.nlm.nih.govpmc.ncbi.nlm.nih.gov. Triptan kullanamayan (örneğin kalp damar problemi olan) migren hastalarında lasmiditan gibi ditanlar alternatif olabilir​pmc.ncbi.nlm.nih.gov. Gepantlar da ağızdan alınan ve etkili yeni ajanlardır. Bu ilaçlar ülkemizde de kademeli olarak kullanıma girmektedir.
  • Migren Koruyucu Tedavisi: Sık migren atakları yaşayan (ayda 4’ten fazla atağı olan veya atakları çok şiddetli geçen) kişilerde koruyucu tedavi düşünülür. Klasik koruyucu ilaçlar arasında beta blokerlar (örn. propranolol), trisiklik antidepresanlar (örn. amitriptilin), antiepileptikler (örn. topiramat, valproat) ve kalsiyum kanal blokörleri (örn. flunarizin) sayılabilir. Bu ilaçlar farklı mekanizmalarla beyin kimyasallarını düzenleyerek migren sıklığını azaltır. Son yıllarda ise migren profilaksisinde çığır açan yeni bir tedavi kullanıma girmiştir: CGRP monoklonal antikorları. Bu enjeksiyon şeklindeki tedaviler (erenumab, fremanezumab, galcanezumab, eptinezumab gibi) vücutta migren ağrısına yol açan CGRP molekülünü hedef alarak etkisini gösterir​pmc.ncbi.nlm.nih.govpmc.ncbi.nlm.nih.gov. Aylık veya üç aylık enjeksiyonlar şeklinde uygulanırlar ve geleneksel tedavilere yanıt vermeyen pek çok migrenlide belirgin iyileşme sağlayabilirler. Bu tedavilere halk arasında “migren aşısı” da denmektedir (aslında aşı değil, biyolojik bir ilaçtır). Yine Botulinum toksini (Botox) enjeksiyonları, kronik migreni olan hastalarda (ayda ≥15 gün baş ağrısı yaşayanlar) onaylanmış bir diğer koruyucu tedavidir; baş ve boyun çevresindeki belirli kaslara enjekte edilerek ağrı sıklığını azaltır​pmc.ncbi.nlm.nih.gov.
  • Gerilim Tipi Baş Ağrısı Tedavisi: GTBA’da çoğunlukla reçetesiz basit ağrı kesiciler yeterli olur. Parasetamol veya NSAİİ’lar ağrıyı geçirmek için kullanılabilir. Kas gevşeticiler zaman zaman reçete edilebilir. Eğer gerilim baş ağrısı çok sık ise (kronikse), düşük doz amitriptilin gibi antidepresanlar koruyucu amaçla verilebilir​ncbi.nlm.nih.gov. Bu hastalarda altta yatan stres veya anksiyete bozukluğu varsa onun tedavisi (terapi, gerekirse ilaçlarla) de baş ağrısını kontrol altına almaya yardımcı olur.
  • Küme Baş Ağrısı Tedavisi: Küme baş ağrısı atakları çok kısa sürdüğü için hızlı etkili tedaviler gerektirir. Yüksek akım oksijen inhalasyonu, küme atağını sonlandırmada birinci basamak tedavilerdendir​pmc.ncbi.nlm.nih.gov. Hasta, %100 oksijeni 10-15 L/dk hızında non-rebreather maskeyle soluduğunda, birçoğunda 10-15 dakika içinde ağrı diner​pmc.ncbi.nlm.nih.gov. Oksijen tedavisinin yan etkisi yoktur ve oldukça etkilidir. Ayrıca sumatriptan enjeksiyonu (6 mg cilt altı) küme atağını genellikle 10-15 dakikada durdurabilir​pmc.ncbi.nlm.nih.gov. Sumatriptan burun spreyi de alternatif olabilir ancak enjeksiyon kadar hızlı etkili değildir. Burun içine uygulanan lidokain damlaları veya zolmitriptan burun spreyi de bazı hastalarda fayda sağlayabilir.

Küme baş ağrısında sadece atağı tedavi etmek yetmez, küme dönemindeki atak sıklığını azaltmak için koruyucu tedavi şarttır. İlk tercih ilaç genellikle verapamil adlı kalsiyum kanal blokörüdür; yüksek dozlarda kullanılır ve EKG takibiyle doz titrasyonu yapılır​

pmc.ncbi.nlm.nih.gov. Verapamil çoğu küme hastasında atakları belirgin azaltır. Kortikosteroid (prednizon) küme döneminin başında kısa süreli verildiğinde (geçiş tedavisi olarak) atakları birkaç hafta baskılayabilir​

pmc.ncbi.nlm.nih.gov. Bazı inatçı olgularda lityum profilaksi için kullanılmıştır. Son yıllarda migren için geliştirilen CGRP monoklonal antikoru galcanezumab, episodik küme baş ağrısının önlenmesinde de onay almıştır ve yeni bir seçenek olarak eklenmiştir​

pmc.ncbi.nlm.nih.gov. İlaç dışı yöntemlerden vagal sinir stimulatörü gibi cihaz tedavileri de episodik kümede fayda gösterebilir​

pmc.ncbi.nlm.nih.gov.

  • Diğer: Sekonder baş ağrılarında nedene yönelik tedavi verilir. Örneğin yüksek tansiyon atağına bağlı baş ağrısında tansiyonu düşürmek ağrıyı da geçirir; beyin basıncını artıran bir durum varsa (hidrosefali gibi) beyin cerrahisi gerekebilir. Ağrı kliniği müdahaleleri arasında oksipital sinir blokajı, trigeminal sinir blokajı gibi enjeksiyon teknikleri bazı kronik baş ağrısı sendromlarında uygulanır​pmc.ncbi.nlm.nih.gov. Son olarak, günlük basit ağrı kesici kullanan hastalarda bu ilaçların kesilmesi (detoksifikasyon) ve sonrasında uygun profılaksiye geçilmesi, süreklilik kazanmış baş ağrılarının düzelmesini sağlayabilir.

Alternatif ve Tamamlayıcı Tedaviler

Birçok insan “Baş ağrısı nasıl geçer?” diye sormakta ve ilaç dışı yöntemlere de başvurmaktadır. Yaşam tarzı değişiklikleri ve tamamlayıcı tedaviler, özellikle kronik baş ağrılarında ilaç tedavisine destek olarak önemli yer tutar. Bunlar tek başına her zaman yeterli olmasa da, bilimsel çalışmalar bazı yöntemlerin baş ağrısı sıklığını ve şiddetini azaltmada faydalı olabileceğini göstermektedir.

  • Stres Yönetimi ve Gevşeme Teknikleri: Baş ağrılarının pek çoğu stresten tetiklendiği için stres kontrolü çok önemlidir. Gevşeme egzersizleri, derin nefes alma teknikleri, progresif kas gevşetme ve biofeedback yöntemleri migren ve gerilim tipi baş ağrılarında yararlı bulunmuştur. Özellikle biofeedback, vücut fonksiyonlarını kontrol etmeyi öğreterek bazı migren hastalarında ağrı sıklığını azaltabilir. Mindfulness meditasyon ve yoga son yıllarda öne çıkan tekniklerdir. Yapılan incelemelerde meditasyon ve yoganın, baş ağrısı sıklığını azaltabildiği, yaşam kalitesini iyileştirebildiği rapor edilmiştir​pmc.ncbi.nlm.nih.gov. Hatta bir çalışmada, ilaç aşırı kullanım baş ağrısı olan hastalarda, sorumlu ilaç kesildikten sonra mindfulness meditasyonunun farmakolojik tedavi kadar etkili olabileceği gösterilmiştir​pmc.ncbi.nlm.nih.gov. Tai chi de migrene iyi gelebilecek zihin-vücut egzersizlerinden biridir​pmc.ncbi.nlm.nih.gov.
  • Fiziksel Egzersiz ve Fizik Tedavi: Düzenli aerobik egzersiz (yürüyüş, bisiklet, yüzme) vücudun endorfin düzeylerini artırarak migren ataklarının sıklığını azaltabilir. Aynı zamanda stresin azalmasına katkı yapar. Fizik tedavi yaklaşımları, özellikle gerilim tipi baş ağrısında etkilidir. Boyun ve omuz kaslarına yönelik germe, masaj ve tetik noktası tedavileri kas gerginliğini azaltarak ağrıları hafifletebilir. Bir incelemede fizik tedavinin gerilim tipi baş ağrısında destekleyici olarak güçlü kanıtla önerildiği belirtilmiştir​pmc.ncbi.nlm.nih.gov. Duruş düzeltme egzersizleri de boyun kaynaklı baş ağrılarına iyi gelebilir. Ancak şiroterapi (manuel terapi) konusunda dikkatli olunmalıdır; özellikle boyun bölgesine yapılan kontrolsüz, yüksek hızlı manipülasyonlar nadir de olsa damar yırtılması (diseksiyon) gibi ciddi riskler taşıyabilir​pmc.ncbi.nlm.nih.gov.
  • Akupunktur: Akupunktur, hem migren hem gerilim tipi baş ağrısı için en çok araştırılmış alternatif tedavilerden biridir. Son 5 yıldaki çalışmalar, akupunkturun yalancı (sham) akupunkturdan ve plasebodan üstün olabileceğini göstermiştir​pmc.ncbi.nlm.nih.gov. Özellikle kronik baş ağrılarında düzenli akupunktur uygulaması, atak sıklığını azaltabilmektedir. Kanıt düzeyi halen “orta” derecede olsa da yan etkilerinin minimal oluşu nedeniyle, uygun hastalarda akupunktur denenebilir. Dünya Sağlık Örgütü de akupunkturu kronik ağrı tedavilerinde önerilen yöntemler arasında saymaktadır.
  • Beslenme ve Takviyeler: Susuzluk baş ağrısını tetikleyebileceğinden, yeterli su tüketimi basit ama etkili bir önlemdir (günde en az 8 bardak su içmeye özen gösterin)​pubmed.ncbi.nlm.nih.gov. Bazı migrenli kişilerde diyet takviyeleri fayda sağlayabilir. Özellikle magnezyum eksikliği migren atağına yatkınlık yaratabilir; bu nedenle magnezyum takviyesi (ör. günde 400 mg) migren profilaksisinde kullanılır ve güvenlidir. B2 vitamini (riboflavin) yüksek dozda alındığında (günlük ~400 mg) bazı çalışmalarda migren sıklığını azaltmıştır. Koenzim Q10 desteği ve melatonin (uyku hormonu) da son dönem araştırmalarda migrene karşı potansiyel yarar göstermiştir​pmc.ncbi.nlm.nih.gov. Melatonin özellikle küme baş ağrısında gece yatarken alındığında atakları azaltabilir diye bazı küçük çalışmalarda bildirilmiştir. Vitamin D eksikliği de baş ağrısıyla ilişkilendirildiğinden, D vitamini takviyesi eksikliği olanlarda faydalı olabilir​pmc.ncbi.nlm.nih.gov. Geleneksel bitkisel ürünlerden Feverfew (Gümüşdüğme) ve Butterbur (Petasites) migren için yıllardır kullanılan takviyelerdir; bazı çalışmalar hafif yararını gösterse de kesin kanıt yoktur. Özellikle Butterbur bitkisinin preparatları hepatotoksik (karaciğere zararlı) alkaloitler içerebileceğinden, yalnızca bu zararlı bileşenlerden arındırılmış ürünler kullanılmalıdır​pmc.ncbi.nlm.nih.gov.
  • Diğer Yöntemler: Kafein hem bir tetikleyici hem de tedavi edici olabilir. Kafein, birçok ağrı kesici kombine ilacın içinde bulunur ve migren atağının başında alındığında ağrıyı kesebilir. Ancak aşırı kafein tüketimi de (örneğin günde 4-5 fincandan fazla kahve) baş ağrısı yapabileceği için dengeli kullanılmalıdır. Zencefil tozu, küçük çalışmalarda migren bulantısını azaltmada etkili bulunmuştur. Mentollü roll-on veya nane yağı alnına uygulandığında gerilim baş ağrısında rahatlama sağlayabilir (soğutucu etkisiyle). Biyo-Çevresel düzenlemeler de önemlidir: Migrenli kişiler parlak ışıklardan ve yüksek sesten uzak durabilecekleri sakin, karanlık bir odada dinlenerek atakların daha kolay geçmesini sağlayabilirler. Uyku düzenine dikkat etmek, öğün atlamamak, düzenli egzersiz yapmak ve sigaradan uzak durmak da tüm baş ağrısı tiplerinde koruyucu etki gösterir.

Tamamlayıcı tedaviler genel olarak güvenli olsa da, her yöntem her kişide aynı etkiyi göstermeyebilir. En önemlisi, bu yöntemlerin klasik tıbbi tedavilere ek olarak kullanılması ve doktor önerisiyle uygulanmasıdır. Baş ağrısı çeken bir kişi için en iyi yaklaşım, bütüncül (integratif) tedavi yaklaşımıdır: Sağlıklı yaşam alışkanlıkları, stres kontrolü ve gerekiyorsa ilaç tedavilerinin birlikte yürütülmesi en iyi sonuçları verir​

pmc.ncbi.nlm.nih.gov. Unutmayın ki her bireyin baş ağrısı tetikleyicileri ve yanıtları farklıdır; bu nedenle kendi vücudunuzu tanıyıp, size iyi gelen yöntemleri zamanla belirlemek önemlidir.

Sık Sorulan Sorular (SSS)

Soru: Migren ile gerilim tipi baş ağrısı arasındaki fark nedir?
Cevap: Migren ve gerilim tipi baş ağrısı belirtileri ve şiddeti açısından farklılık gösterir. Migren genellikle başın tek tarafında, zonklayıcı tarzda ve orta-şiddetli veya çok şiddetli ağrı yapar. Migren atağı sırasında kişi genelde ışığa ve sese duyarlı olur, mide bulantısı hisseder, hatta kusabilir​

ncbi.nlm.nih.gov. Ayrıca migreni olanların yaklaşık üçte birinde ağrıdan önce “aura” denilen geçici görme bozuklukları veya uyuşmalar görülebilir. Gerilim tipi baş ağrısı ise çoğunlukla iki taraflı, başın etrafını saran bir baskı hissi şeklindedir ve ağrı genelde hafif veya orta şiddettedir​

ncbi.nlm.nih.gov. Gerilim baş ağrısında migrenin aksine bulantı-kusma olmaz, kişi günlük işlerini genellikle yapabilir. Migren daha az kişide görülür ama atakları daha ağır seyreder; gerilim baş ağrısı ise çok yaygındır ancak genelde daha katlanılabilirdir. Migreni tetikleyen faktörler (örneğin bazı gıdalar, hormonal değişimler) gerilim tipi baş ağrısından farklı olabilir; gerilim tipi daha çok stres ve kas gerginliğiyle ilişkilidir. Her iki durumda da ağrı kesiciler fayda edebilir ancak migren için özel ilaçlar (triptanlar gibi) gerekebilir.

Soru: Baş ağrısına ne iyi gelir? Evde neler yapabilirim?
Cevap: Baş ağrısını hafifletmek için evde uygulayabileceğiniz bazı yöntemler vardır. Öncelikle ağrı kesici bir ilaç (parasetamol, ibuprofen gibi) alabilirsiniz – ancak önerilen doza ve kullanım sıklığına dikkat edin. Kafein içeren bir kahve, bazı kişilerde özellikle gerilim tipi baş ağrısını hafifletebilir (kafein, ağrı kesici etkinliğini artırabilir). Sessiz, karanlık bir odada dinlenmek migren atağında çok işe yarar, çünkü migrenli hastalar ışık ve sesten rahatsız olur. Alına veya enseye uygulanan soğuk kompres (buz torbası), damarları büzerek ağrıyı azaltabilir; gerilim baş ağrısında ise ılık bir duş veya sıcak kompres kasları gevşetip fayda sağlayabilir. Masaj yapmak, özellikle şakaklara ve enseye dairesel hareketlerle hafifçe bastırmak gerilim tipi ağrıyı azaltabilir. Bol su içmek de önemlidir, zira hafif susuzluk bile baş ağrısı yapabilir​

pubmed.ncbi.nlm.nih.gov. Nane yağı gibi mentollü kremleri şakak bölgesine sürmek bazı kişilerde ferahlatıcı etkiyle ağrıyı kesebilmektedir. Eğer imkan varsa 20-30 dakikalık bir şekerleme (uyku) da baş ağrısını dindirebilir. Tabii tüm bu yöntemler basit ve orta şiddetteki baş ağrıları içindir. Ağrınız çok şiddetliyse veya bu uygulamalara rağmen geçmiyorsa tıbbi yardım almanız gerekir.

Soru: Baş ağrısını önlemek için ne yapabilirim?
Cevap: Baş ağrısı yaşama sıklığınızı azaltmak için yaşam tarzınızda yapacağınız düzenlemeler önem taşır. Düzenli uyku en önemli faktörlerden biridir – her gün benzer saatlerde yatıp kalkmaya ve yeterince (ortalama 7-8 saat) uyumaya çalışın. Öğün atlamamak da kritik; kan şekerinin düşmesi özellikle migren tetikleyicisidir, bu yüzden düzenli beslenin. Gün içinde yeterli su tüketin, susuz kalmamaya özen gösterin. Kafein ve alkol tüketiminizi kontrol altında tutun; aşırı kafein alımı veya alkol bazı baş ağrılarını tetikleyebilir. Stres yönetimi baş ağrısı önlemede kilit noktalardan biridir – günlük hayatınızdaki stresi azaltmaya çalışın, gevşeme teknikleri uygulayın veya hobi edinerek zihninizi dağıtın. Düzenli egzersiz (haftada en az 3-4 gün, 30 dakika yürüyüş gibi) vücudun doğal ağrı kesicileri olan endorfinleri artırarak migren sıklığını düşürebilir. Ayrıca kaslarınızı güçlendirip duruşunuzu düzeltir, bu da gerilim tipi baş ağrılarını engeller. Baş ağrısı tetikleyicilerinizi tanıyın: Bir baş ağrısı günlüğü tutarak hangi günler başınızın ağrıdığını, o gün neler yapıp ne yediğinizi not edin. Böylece örneğin belirli bir yiyecek (çikolata, peynir gibi) veya belirli bir durumda (uykusuzluk, aşırı parlak ışık maruziyeti) ağrı çıktığını fark edebilirsiniz. Bu tetikleyicilerden mümkün olduğunca kaçının. Son olarak, eğer çok sık başınız ağrıyorsa doktorunuza danışarak koruyucu ilaçlardan fayda görüp göremeyeceğinizi öğrenin. Bazı vitamin takviyeleri (magnezyum, B2 vitamini gibi) de doktor önerisiyle alınabilir​

pmc.ncbi.nlm.nih.gov. Unutmayın ki sağlıklı yaşam alışkanlıkları, baş ağrısı ataklarının hem sıklığını hem de şiddetini azaltmada uzun vadede en etkili yöntemdir.

Soru: Hangi durumlarda baş ağrısı için doktora gitmeliyim?
Cevap: Çoğu baş ağrısı iyi huyludur ve evde kontrol altına alınabilir, ancak bazı durumlarda ciddi bir sorunu işaret edebileceği için doktora başvurmak gerekir. Eğer baş ağrınız ani ve şiddetli bir şekilde başladıysa (özellikle “hayatımın en kötü baş ağrısı” diyorsanız), ağrı birkaç saniye içinde zirveye ulaştıysa vakit kaybetmeden acile gidin – bu durum beyinde bir kanama ya da damar probleminin habercisi olabilir​

pmc.ncbi.nlm.nih.gov. Baş ağrısına yüksek ateş, ense sertliği, vücutta döküntü, zihin bulanıklığı veya nöbet eşlik ediyorsa bu bir enfeksiyon (örn. menenjit) belirtisi olabilir​

pmc.ncbi.nlm.nih.gov. Travma (kafa darbesi) sonrası başlayan baş ağrıları da önemsenmelidir; beyin sarsıntısı veya kanama riski nedeniyle doktor kontrolü gerekir. Baş ağrısıyla birlikte kol veya bacaklarda güç kaybı, konuşma bozukluğu, görme kaybı, dengesizlik gibi nörolojik belirtiler ortaya çıkıyorsa (veya mevcut baş ağrınızın karakteri değişip bu belirtiler ekleniyorsa) acilen değerlendirme yapılmalıdır​

pmc.ncbi.nlm.nih.gov. Ayrıca 50 yaşından sonra yeni başlayan baş ağrıları, özellikle görme sorunları veya çene ağrısıyla birlikteyse (dev hücreli arterit gibi durumlar olabileceğinden) ciddiye alınmalıdır. Kronik migren veya gerilim tipi baş ağrınız varsa ancak son zamanlarda alışılmışın dışında bir kötüleşme (sıklığında veya şiddetinde artış) fark ettiyseniz, bu da kontrol için bir işaret olabilir. Özetle, alışık olduğunuz normal baş ağrılarından farklı bir tablo varsa veya yukarıdaki uyarı işaretleri mevcutsa, kendi kendinize tedavi etmeye çalışmak yerine bir sağlık kuruluşuna başvurmanız önemlidir.

Soru: Migren tamamen iyileşir mi? Migren aşısı nedir?
Cevap: Migren, kronik bir yatkınlık olduğu için “tamamen yok eden bir tedavi” henüz yoktur. Ancak doğru tedavi ve yaşam tarzı önlemleriyle migren ataklarını büyük ölçüde kontrol altına almak mümkündür. Pek çok hasta, uygun ilaç tedavileri ile aylarca, hatta yıllarca hiç atağı olmadan yaşayabilmektedir. Migren aşısı olarak bilinen tedavi aslında klasik anlamda bir aşı değildir; CGRP inhibitörü adı verilen monoklonal antikor içerikli bir iğnedir. Bu tedavi, migren ataklarında rol oynayan bir molekülü (CGRP’yi) engelleyerek koruyucu etki yapar​

pmc.ncbi.nlm.nih.gov. Ayda bir veya üç ayda bir yapılan bu enjeksiyonlar, diğer önleyici tedavilere yanıt vermeyen kişilerde migren sıklığını belirgin biçimde azaltabilir. Migren aşısı, son 5 yılın en önemli gelişmelerindendir ve birçok hasta üzerinde yüz güldürücü sonuçlar vermiştir. Onun dışında kronik migreni olanlarda Botox enjeksiyonları da etkili bir seçenektir. Tamamen iyileşmek yerine, migrenle başa çıkmayı öğrenmek daha gerçekçidir: Kendi tetikleyicilerinizi bilip onlardan kaçınmak, düzenli yaşam alışkanlıkları ve doktorunuzun önerdiği tedavileri aksatmamak sayesinde migren ataklarını en aza indirebilirsiniz. Ayrıca unutmayın, migren araştırmaları devam ediyor ve gelecekte daha da kalıcı tedaviler bulunabilir. Şu anki bilgiler ışığında, migren uygun şekilde yönetildiğinde hastaların normal bir hayat sürmesi kesinikle mümkündür.

Soru: Çocuklarda ve hamilelerde baş ağrısı nasıl olur?
Cevap: Çocuklar da baş ağrısı yaşayabilir ve bunların önemli bir kısmı migrendir. Çocukluk çağı migreninde ağrılar genellikle daha kısa sürer (2 saatten az) ve bazen karın ağrısı, bulantı eşlik edebilir. Çocuklar ağrılarını ifade etmekte zorlanabilir, bu yüzden dikkatli gözlem önemlidir. Çok sık başı ağrıyan bir çocuk, performans düşüklüğü yaşayabilir; böyle bir durumda bir çocuk nöroloğuna danışılmalıdır. Hamilelikte hormonal değişimler nedeniyle özellikle ilk üç ay ve son üç ayda baş ağrıları artabilir. Migreni olan bazı kadınlar hamilelikte rahatlar, bazılarında ise kötüleşebilir. Hamilelikte ilaç kullanımı kısıtlı olduğundan, bol sıvı almak, düzenli uyumak, stresten uzak durmak gibi önlemler öne çıkar. Parasetamol hamilelikte güvenle kullanılabilen bir ağrı kesicidir; ancak NSAİİ ve triptan gibi ilaçlar doktor önerisi olmadan alınmamalıdır. Gebelikte yeni başlayan şiddetli baş ağrıları preeklampsi belirtisi olabileceğinden (özellikle yüksek tansiyon ve ödem eşlik ediyorsa) hemen doktora bildirilmelidir. Emzirme döneminde de benzer şekilde basit önlemler ve gerekirse doktor onayı ile ilaç kullanımı söz konusudur. Hamilelik ve çocukluk dönemindeki baş ağrılarında mutlaka doktor tavsiyesi ile hareket etmek gerekir.


Kaynaklar:

  1. Stovner LJ, et al. The global prevalence of headache: an update. J Headache Pain. 2022;23(1):34​pubmed.ncbi.nlm.nih.gov.
  2. Goadsby PJ, et al. Headache: Treatment update. J Neurol. 2022​pmc.ncbi.nlm.nih.govpmc.ncbi.nlm.nih.gov.
  3. Eller M, et al. Migraine management: an update for the 2020s. Intern Med J. 2022​pmc.ncbi.nlm.nih.gov.
  4. Shah N, et al. Tension-Type Headache. StatPearls [Internet]. 2024​ncbi.nlm.nih.govncbi.nlm.nih.gov.
  5. Caronna E, et al. Cluster headache: update on diagnosis and treatment. Front Neurol. 2023​pmc.ncbi.nlm.nih.govpmc.ncbi.nlm.nih.gov.
  6. Riederer F, et al. Secondary headaches – red and green flags. Transl Med UniSa. 2023​pmc.ncbi.nlm.nih.govpmc.ncbi.nlm.nih.gov.
  7. Murphy C, Hameed S. Chronic Headaches. StatPearls [Internet]. 2023​ncbi.nlm.nih.govncbi.nlm.nih.gov.
  8. Kamenskiy D, et al. Complementary and Integrative Medicine for Episodic Migraine. Curr Pain Headache Rep. 2019​pmc.ncbi.nlm.nih.govpmc.ncbi.nlm.nih.gov.
  9. Price A, Burls A. Increased water intake to reduce headache. J Eval Clin Pract. 2015​pubmed.ncbi.nlm.nih.gov.

Similar Posts